![]() aktive edici k>r>lma ifllemine u¤rarlar. Kaspazlar, sadece di¤er kaspazlarca hidrolize edildiklerinde de¤il, ayn> zamanda otoka- talitik olarak da hidrolize edilebilen kendi k>r>lma bölgelerine sahiptirler. Bir bafllat>c> kaspaz kendi aktif formunu olufltur- mak üzere k>r>ld>ktan sonra, di¤er kaspazlar>n h>zl> ve s>ral> ak- tivasyonu ile enzimatik ölüm program> harekete geçer. Uygu- lay>c> kaspazlar pek çok hücresel komponent üzerinde etki gösterir. Hücre iskeleti ve nükleer matriks proteinlerini k>rar- lar ve böylece hücre iskeletini bozarlar ve nükleusun parçalan- mas>na yol açarlar. yonu ve DNA onar>m> bulunmaktad>r. Özellikle kaspaz-3 akti- vasyonu, enzimin inhibitörünü k>rarak bir sitoplazmik DNA- az'> aktif formuna dönüfltürür ki, bu DNA'n>n daha önce tan>m- lanan karakteristik internükleozomal k>r>lmas>n> indükler. nebilir faktörler salg>lar. madan (ki bu durum inflamasyona yol açabilir) önce onlar>n derhal ortadan kald>r>lmas>n> sa¤lar. Az önce de belirtildi¤i gi- bi, apoptotik hücreler ve onlar>n fragmanlar>n>n yüzeyinde be- lirleyici moleküller vard>r. Bunlar da çevredeki hücreler veya fagositler taraf>ndan fagositoz için al>nma ve ortadan kald>r>l- maya yönelik erken tan>nmay> kolaylaflt>r>r. Apoptotik hücrele- rin tutulmas> ve içeri al>nmas> ifllemine çok say>da makrofaj re- septörünün kat>ld>¤> gösterilmifltir. Ayr>ca, makrofajlar özellik- le canl> hücrelere de¤il, ancak apoptotik hücrelere ba¤lanan ve onlar> fagositoz için opsonize eden maddeler salg>lar. Apop- totik hücrelerin yüzeyindeki belirleyicilerin aksine, canl> hüc- relerin baz> yüzey molekülleri (CD 31 gibi) eksprese ederek makrofajlar taraf>ndan içeri al>nmalar>n>n engellendi¤i görül- mektedir. Apoptotik hücrelerin bu fagositoz süreci o kadar et- kilidir ki, ölü hücreler iz b>rakmadan kaybolurlar ve inflamas- yon hemen hiç yoktur. fik kat>l>m> ve özellikle zedeleyici ajanlar vard>r. Apoptozun klasik örne¤i embriyogenez s>ras>ndaki programl> hücre ölü- mü olsa da, apoptozu bu süreçte neyin tetikledi¤ini halen bil- miyoruz. Bununla birlikte, apoptozun iyi tan>mlanm>fl birçok örnekleri bilinmektedir. sitokinler taraf>ndan uyar>lmayan lenfositler ve sinir büyüme faktöründen yoksun kalan nöronlar apoptoz yolu ile ölürler. üyelerine göre relatif fazlal>¤>na ba¤l> olarak intrensek (mito- kondrial) yolak taraf>ndan tetiklenir. lat>lan (genotoksik stres) ve tümör supresör gen p53'ü de kap- sayan bir mekanizma ile apoptozu indükler. hücre siklusunu (G tasyona u¤rad>¤>nda ya da yok oldu¤unda (baz> kanserlerde ol- du¤u gibi), apoptozu indükleme konusunda yetersiz kal>r ve bu durum hücrenin sa¤kal>m> lehinedir. Bundan dolay>, geno- toksik stres durumunda p53'ün "yaflam ya da ölüm" dü¤mesi fleklinde hizmet verdi¤i görülmektedir. p53'ün distal ölüm ma- kinesini kaspazlar> tetikledi¤i mekanizma karmafl>kt>r. An- cak transkripsiyonel aktivasyondaki iyi tan>mlanm>fl fonksiyo- nu ile iliflkili gözükmektedir. Üretimleri p53 ile uyar>lan prote- inler aras>nda, daha önce de bahsedildi¤i gibi, Bcl ailesinin çe- flitli proapoptotik üyeleri, özellikle Bax ve Bak yan>s>ra Apaf-1 vard>r. Bu proteinler kaspazlar> aktive ederler ve apoptoza neden olurlar. törü Fas (CD95), immün sistem hücreleri taraf>ndan üretilen Fas ligand> (FasL ya da CD95L) ile etkileflime girdi¤inde apop- tozu indükler. Bu sistem kendi antijenlerini tan>yan lenfositle- rin eliminasyonunda önemlidir ve Fas ile FasL'deki mutasyon- lar insanlarda ve farelerde otoimmün hastal>kla sonuçlan>r (Bö- lüm 6). pasitesine de sahiptir ("tümör nekroz faktörü" ismi sitokinlerin tümör hücrelerini direkt olarak öldürmelerinden dolay> de¤il, tümörü besleyen kan damarlar>nda trombozu indüklemeleri ve tümörün iskemik olarak ölümüne yol açmalar>ndan dolay> orta- ya ç>km>flt>r). TNF'nin TNFR1'e ba¤lanmas>, reseptörün adap- tör protein TRADD ("TNF receptor associated death domain" içeren protein) ile birleflmesine yol açar. TRADD sonuçta FADD'ye ba¤lan>r ve Fas-FasL birleflmesinde oldu¤u gibi, kas- paz aktivasyonu ile apoptoza yol açar. nükleer transkripsiyon faktörü olan nükleer faktör- lefltirir. NF- yan>t için önemlidir. TNF hücre ölümünü indükleyebildi¤ine ve hücre sa¤kal>m>n> sa¤layabildi¤ine göre, onun faaliyetinin bunlardan hangisinin olaca¤>n> belirleyen nedir? Yan>t net de- ¤ildir, ama bu durum muhtemelen sitokinle ba¤land>ktan son- ra TNF reseptörüne hangi adaptör proteinin tutundu¤una ba¤- l>d>r. TRADD ve FADD apoptoz lehine çal>fl>r ve TRAF'ler ("TNF receptor associated factors") denen di¤er adaptör prote- inler NF- lan yabanc> antijenleri tan>r (Bölüm 6). Tan>nma s>ras>nda CTL'ler, transmembran por oluflturan ve bu flekilde granzim B denen bir CTL granül serin proteaz>n>n hücre içine giriflini sa¤layan perforin sekrete ederler. Granzim B, aspartat rezidü- lerden proteinleri k>rabilir ve farkl> hücresel kaspazlar> aktive edebilir. hücreleri öldürürler. Daha önce de anlat>ld>¤> gibi, CTL'ler ay- n> zamanda yüzeylerinde FasL eksprese ederler ve Fas resep- törlerine ba¤lanarak hedef hücreleri öldürürler. maktad>r. Gerçekte iki grup hastal>k böyle bir disregülasyon sonucunda ortaya ç>kabilir: |