![]() olan hastalar>n %1-5'inde bulunur. Özellikle çok genç veya çok yafll> hastalardaki ciddi hipertansiyonun (HTN) renovasküler hastal>klara ba¤l> olmas> ihtimali yüksektir. Klinik olarak anlam- l> renal arter hastal>¤> yafl, HTN ciddiyeti ve böbrek yetmezli¤i ile korelasyon gösterir, ve cerrah olarak düzeltilebilen yüksek KB'n>n en s>k nedenidir. Halen bu hastalar>n büyük ço¤unlu¤u minimal invaziv endovasküler teknikler kullanan damar cerrah- lar> taraf>ndan tedavi edilmektedir. ¤>n> 1936'da ilk kez iliflkilendiren kifliydi. 1934'te klasik Gold- blat deneyleriyle böbreklere lokalize iskeminin KB'n> yükselt- meye yeterli oldu¤u aç>k olarak ortaya kondu. Goldblatt dene- yinin geçerlili¤inin klinik kan>t> 1938'de Leadbetter ve Burk- land'in uzun süreli diyastolik HTN'u olan 5 yafl>nda bir erkek ço- cu¤u nefrektomiyle tedavi etmesiyle elde edilmifl oldu. Bu böb- rekteki renal arterin patolojik incelemesinde, fibromüsküler hi- perplazi (FMH) gösteren elastik lamellerle çevrelenmifl bir düz kas kütlesiyle ciddi derecede oklüde olmufl lümen görüldü. Re- nal arterlerde aterosklerotik obstrüksiyonun HTN ile ba¤lant>s>- n>n kan>tlar>, kronik hipertansiflerin otopsilerinden oluflan bir seride ciddi damar obstrüksiyonu tan>mlayan Moritz ve Oldt ta- raf>ndan tan>mland>. Bu bulgular Smith 1956'da yaln>zca %25 fli- fa oran>yla büyük bir seriyi yay>nlay>p RVH için tek tarafl> nef- rektominin kullan>m>n> sorgulay>ncaya kadar sonraki birkaç y>l- da pek çok talihsiz nefrektomi yap>lmas> trendini do¤urdu. Ge- nifl ölçekli araflt>rmalar>n kap>s>n> ve sonunda RVH'n>n düzeltil- Shane S. Parmer, MD ve Jeffrey P. Carpenter, MD |