![]() Kalitsal Metabolik/Dejeneratif Hastaliklar balangiç yai ve biyokimyasal defektin iddetine bali deiir. Daha hafif düzeyde etkilenmi hastalarda air olanlara göre tamamen farkli beyin bölgeleri tutulabilir. Ayni enzim, kii bebeklikten ergenlie ve ardindan eri- kin çaa geçerken beynin farkli bölgelerinde farkli görev üstlenebilir. üphesiz, beynin farkli bölgeleri etkilenirse hastalar da farkli belirtiler gösterirler. lenen biyokimyasal yol, etkilenen protein ya da biyo- kimyasal yolun bulunduu hücresel organel, klinik prezentasyonun özellikleri ve etkilenen gene göre. Bu siniflandirmalarin hiçbirisi çok baarili deildir. KMHla- rin görüntüleme özellikleri de çözümlemeci bir yaklaim sergilenmedikçe e derecede kafa karitirici olabilir. terir. Görüntüleme hastaliin erken dönemlerinde en yardimcidir. Nörogörüntüleme baki açisiyla en fayda- lisi hastaliin erken dönemlerinde MR'de beyin tutu- lumunun paternine dayali siniflandirma yapilmasidir. Bu patern metabolik (proton MR spektroskopiden elde edilen), difüzyon (difüzyon tensor görüntülemeden elde edilen) veriyle ve nadiren manyetizasyon transfer veri- siyle desteklenebilir. mi tuttuunun belirlenmesidir. olduunu belirlemek için korteks ve derin çekirdekleri inceleyin. Bazen aslen kortikal gri cevheri etkileyen bo- zukluklar hastaliin erken aamasinda kortikal ime ve sulkal silinme, daha sik olarak kortikal incelme ve sul- kal dilatasyon gösterirler. Daha ileri evrelerde tüm bu hastaliklarda kortikal incelme kuraldir. Primer kortikal hastalii olanlarda siklikla serebral beyaz cevherde de aksonlarin Wallerian dejenerasyonuna bali hacim kay- bi ve bazen FLAIR ve T2A görüntülerde hafif hiperinten- site gibi anormal bulgular olur. Eer inceleme hastaliin erken döneminde gerçekletirilmi ise bu görünüm pri- mer beyaz cevher bozukluklarindakilerden ayirt edile- bilmelidir; primer olarak etkilenmi beyaz cevher tipik olarak ödemlidir ve dolayisiyla daha parlaktir ve sekon- der dejenerasyona giden beyaz cevherden daha fazla ha- cimlidir (basiya urami küçük sulkuslara neden olur). Primer olarak derin gri cevheri etkileyen hastaliklarda, akut dönemde etkilenen yapilarda tipik olarak ödem (FLAIR hiperintensitesi ve uzami T1 ve T2 relaksasyon zamanlari) ve kronik dönemde gliozis ile hacim kaybi (T2 hiperintensitesi) izlenir. iklii oluur. Bazi beyaz cevher bozukluklarinda erken dönemde miyelin içi ödeme neden olan spongiform durumlarda komu yapilara basi etkisi bulunan ödem bulunur (spongiform deiiklikler tipik olarak artmi difüziviteye, miyelin içi ödem ve inflamasyon azalmi difüziviteye neden olduu için difüzyon airlikli gö- rüntüler özgül bilgiye katkida bulunabilirler). X'e bali adrenolökodistrofi ve fibrinoid lökodistrofi (Alexander hastalii) gibi çou beyaz cevher hastalii da bölgesel olarak balayip komu dokulari tutarak geniler. Bu gö- rünümlerin hiçbirisi gri cevher bozukluklarinin beyaz cevherinde izlenmez. Beyaz cevher hastaliklari etkilen- mi bölgelerde nekroz ve kavitasyon ve bunlara bali ventriküllerde ex vacuo dilatasyona neden olurken; gri cevher hastaliklarindaki anormal beyaz cevher daha az hasarlanmi izlenir. ni mi tuttuunun belirlenmesi gerekir. Eer görüntüle- mede metabolik hastalik primer olarak korteksi tutuyor ise (genilemi kortikal sulkuslar ile kortikal incelme) öncelik nöronal seroid lipofuskinozis, mukolipidozlar, glikojen depo hastaliklari ya da GM1 gangliosidozlarina verilmelidir. mesi önem tair. Striatum (kaudat ve putamen) tutulu- mu tipik olarak mitokondrial hastaliklar (öncelikle Le- igh sendromu, laktik asidozlu mitokondrial ensefalopati ve inme benzeri semptomlar [MELAS] ve glutarik asi- düriler), propiyonik asidemi, Wilson hastalii, juvenil Hungtinton hastalii, molibden kofaktör eksiklii, asfik- si ve çocukluk ya da erikin hipoglisemisinde görülür. T2 uzamasi varsa, suksinat semialdehit dehidrogenaz eksiklii, metilmalonik asidemi, guanidinoasetat me- tiltransferaz eksiklii (kreatin sentez bozukluu), izova- lerik asidemi, piruvat dehidrogenaz eksiklii (dihidroli- poamid asetil transferaz [E2] bileeninin mutasyonuna bali), karbonmonoksit zehirlenmesi ya da kernikteru- sun kronik fazi düünülmelidir. Globus palliduslardaki T2 ya da FLAIR hiperintensitesine periventriküler beyaz cevheri koruyan subkortikal beyaz cevher demiyelinas- yonu ve serebellar dentat çekirdeklerin tutulumu elik ediyorsa, L2-hidroksi glutarik asidüri ve Kearns-Say- re sendromu düünülmelidir. MR'de dorsal beyin sapi ve serebellar çekirdeklerin atrofisi görülüyorsa, SURF 1 mutasyonuna sekonder Leigh sendromu akla gelmeli- dir. Globus palliduslarin T1 hiperintensitesi normal T2 sinyali ile birlikteyse ve hasta hiperalimentasyon almi- yorsa kronik karacier hastalii düünülmelidir. Eer T1 ve T2 hiperintensitesi yeni doan ya da küçük bebekte görülüyorsa, bu kez süt çocuunun akut hiperbilirubine- misi, sistemik lupus eritematozus ve hemolitik-üremik sendrom düünülmelidir; eksternal-ekstrem kapsüller ve klastrumu tutan ödem varliinda hemolitik-üremik sendrom en öncelikli tanidir. Globus palliduslar, insüla ve perirolandik korteksin tümü T2 airlikli ya da FLAIR |