background image
BÖLÜM
1
Nörolojik Lokalizasyonun
Temel
G
Klinik nöroloji ile ilgili bir lokalizasyon kitab>-
n>n "lokalizasyon" sözcü¤ünü aç>klayan bir bö-
lümle bafllamas> uygun olur. Bu sözcük Latince-
de locus ya da bölge teriminden gelmektedir.
Lokalizasyon, hastan>n belirtilerinden ve semp-
tomlar>ndan, sinir sisteminin hangi bölgesinin
bir hastal>k süreci taraf>ndan etkilendi¤ini sap-
tamak için yap>lan tan>sal ekzersizlerdir. Sinir
sisteminde oluflabilecek bir hasar davran>flsal,
motor ya da duyusal ifllev bozukluklar>na yol
açar. Bu bozukluklar>n karakteristik özellikleri
topografik (Yunanca yer anlam>na gelen topos
sözcü¤ünden) bir tan>ya götürücü olur. Lokali-
zasyon ve topografik tan> ayn> anlam> tafl>rlar;
yani sinir sisteminin nerede hasara u¤ram>fl ol-
du¤unun saptanmas> söz konusudur.
Günümüzün çok ilerlemifl nörofizyoloji, gö-
rüntüleme ve moleküler biyoloji gibi inceleme
yöntemlerinin tan>sal potansiyellerinden tam an-
lam>yla yararlan>labilmesi için bile klinik tan>ya
öncelik verilmelidir. Belirtilen yard>mc> tan> pro-
sedürlerinin uygun kullan>lmas> halinde klinik
lokalizasyon tam olarak yap>labilir. Örne¤in dik-
katli lokalizasyon sayesinde rasgele görüntüleme
kullan>mlar>n>n yol açt>¤> yalanc> pozitif bulgular
önlenebilir. Buna bir örnek olarak görüntüleme
tetkiklerinde belirgin olarak karfl>m>za ç>kan kon-
jenital beyin kistleri s>kl>kla bir çok nörolojik has-
tal>¤>n nedeni olarak düflünülür; oysa bu arada
as>l hastal>k gözden kaçar ve tedavi edilmez. Yar-
d>mc> tan> yöntemlerinin, klinik lokalizasyon efl-
li¤inde dikkatli olarak kullan>lmas>, hastalar> bir
çok sorunlardan kurtard>¤> gibi kaynaklar>n da
gereksiz yere harcanmas>na engel olur.
Lokalizasyonun K>sa Tarihçesi:
Örnek Olarak Afazi
Lokalizasyonun tarihçesi eski zamanlar>n to-
pografik tan>s> ile tedaviye giden yola uzanan
bir nöroloji tarihçesidir. Lokalizasyonun gelifl-
mesinde nörolojinin çok az alan>nda afazi kadar
ilginç ve tart>flmal> bir konu olmufltur. Gerçek-
ten de nörolojik lokalizasyon hakk>nda bildikle-
rimizin en eskileri afazi ile ilgilidir. Afazinin,
M>s>r papirüslerinde piramidler döneminde
(M.Ö. 3000-2500) kayd> vard>r. Bu belgelerde
M>s>rl> bir cerrah afazik bir kiflinin davran>fl>n>
flöyle anlat>r:
E¤er flaka¤>nda kemi¤i delen ve temporal
kemikten içeri giden yaras> olan bir adam>
muayene ederseniz, e¤er ona hastal>¤>n>
sorarsan>z, size konuflmayacakt>r; gözlerinden
bol miktarda yafl gelirken ellerini yüzüne
vuracakt>r ve elinin tersiyle gözlerini
silecektir... Edwin Smith cerrahi papirüs,
Olgu 20, M.Ö. 2800 [10].
Hipokrat zaman>ndan bu yana, eski Yu-
nan'da, beynin sol taraf>na olan bir hasar>n vü-
cudun sa¤ taraf>nda güçsüzlü¤e yol açt>¤> bel-
gelenmiflti. Bununla birlikte, vücuttaki çift or-
ganlar>n ayn> ifllevleri üstlendi¤i san>l>yordu.
19. yüzy>l>n ortalar>nda Paul Broca (1824-1880)
lisan fonksiyonunun sol hemisfere lateralize ol-
du¤unu ortaya koyarak çift organlar>n ifllevsel
organizasyonunun aç>klanmas>nda devrim ni-
teli¤inde görüfller öne sürmüfltü [5,11]. Günü-
müzde Broca afazisi olarak bildi¤imiz bozuklu¤a
afemi ad>n> vermiflti. 1865 y>l>nda bir yaz>s>nda
flunlar> belirtmiflti:
fiimdi, telaffuzun mekanik yönünü oldu¤u
kadar dinamik yönünü de kontrol eden
intellektüel düzeydeki bu fonksiyon, hemen
hemen tümüyle sol hemisfer k>vr>mlar>na ait
bir özelliktir, çünkü afemi ile sonuçlanan
lezyonlar hemen her zaman sol hemisfere
lokalize olurlar. Baflka bir deyiflle, biz lisan
aç>s>ndan beynimizin sol yar>s>na ba¤l>y>z.
Aynen yazmada, çizmede, süsleme vs. gibi
1
Çeviri: Dr. Ali