![]() yi ayiran sinirdan geçmeye zorlayarak bana aslinda ne kadar az ey bildiimi öretti. bakmayacaimi fark etmitim. Güçlükler tahmin ettiimden çok daha karma- ik ve uzun süreliydi; iyileme ise hiç ama hiç kolay deildi. Ayrica, hastalan- manin dier hekimleri nasil etkilediini de merak etmekteydim. sini salayabilen "yarali ifaci" paradigmasini tanimlamitir (1). Kiisel aci çekme sayesinde bu iyiletirici insan derin bir bilgelik kazanmaktadir. Psika- nalizde Jung tarafindan gözlemlendii ekliyle bu fenomen din adamlarinin sunduu ruhani tedavi, Adsiz Alkolikler ve dier psikoterapi türlerinde be- timlenmitir. Jung bu kavramin izleini Antik Yunanlara kadar sürmütür. Eski Yunan uygarliinda Asclepius'un Epidaurus'u iyiletirmek için kendi yaralarini kendisinin tedavi etmesine yönelik bir siinak kurduuna inanilir- di. Çeitli kültürlerde amanlarin bu tür deiime girdikleri ve kendi acilarini dierlerinin yarari için yem olarak kullandiklari anlatilir. Ancak Jung buradaki potansiyel tehlikelerin de farkindaydi üphesiz - ifaci onlarin acilarini çok akut ekilde duyumsayarak ve kendi yaralarini yeniden uyandirarak hastalari ile airi özdeleebilir. dikilmektedirler. Bu ikilik hasta ve hekim olarak deneyimlerin birbiriyle tezat oluturmasi ile günümüzde gittikçe karmaik hale gelen tip uygulamasinda nadir rastlanan içgörü salarken ayni zamanda bakalarini tedavi etmeye çali- makta olan hekimler için güçlüklere yol açabilir. ta olarak bilgilerini nasil kullandiklarini gördüm; ve doktor olarak da çounun birer hasta olarak "dier tarafta" bulunmalarindan örendikleri aci dersler al- diklarini gözlemledim. Kendi doktorlarinin onlari nasil tedavi ettiklerini göz- lemlemiler ve bu tedaviyi dier hastalara göre daha fazla bilgi ve daha yüksek kavrayi standardiyla deerlendirmilerdir. Bu nedenle, daha eletirel olabil- milerdir. ki farkli lisani kapmilar, iki dilde de konumayi ve bu diller arasin- da tercüme yapabilmeyi örenmilerdir. Bu ekilde davranarak dier hastalara ve ifa sunuculara yararli olabilecek içgörü ve anlayilar salamilardir. |