![]() ve gizlilikten dolayi-iki defa mahkûm olmuuz gibi." Hasta doktorlar kendile- rine konan taniyi dierlerine açiklayip açiklamayacaklarina, kime, ne kadarini ve ne zaman açiklayacaklarina karar verirlerken bakalarinin onlarla ilgili gö- rülerini deitirebilirlerdi. Bazi hasta hekimler çift hayat sürmeyi ve sirlariyla birlikte yaamayi seçtiler. Bazilari ise hastaliklarini dier insanlara açikladilar. Bu hekimler kii hakkindaki bilginin o kiinin görülü eklini ne denli belirledi- ini göstermi oldular. hastalara verilen tedavinin riskleri ve yararlari ile ilgili ise bu bilgiye sahip olma haklari vardir. Bu nedenle, eer bir hekimin hastalii potansiyel olarak hastaya ciddi zarar verecekse hekimin mahremiyeti hastalarin haklariyla çeliir. Örne- in, HIV için, bazilari hekimin bulatirma olasiliinin bulunduu durumlar- da hastaliini ifa etmesi gerektiini savunmaktadir (1). Peki ya dier durum- larda? Salik hizmetinin süreklilii ve güven unsuru bir doktorun hastaliini açiklamasini gerektirir mi? Bu kararlar doktor-hasta ilikilerini etkiler mi? Et- kilerse nasil? Bu doktorlar bu konulara farkli ekillerde yaklamilardi. Uyanik geçen zamanlarinin çounu kendilerinden sirlar sakladiklari meslektalari ile geçirmekteydiler. Önemli olan nokta bilginin güçle olan ilikisiydi bu bilgi kiinin lehine ya da aleyhine kullanilabilirdi. Tibbi mahremiyetin daha geni olarak tehlike altinda kaldii göz önüne alindiinda, bilginin elektronik olarak depolanmasi ve transfer edilmesi nedeniyle bu konularin birçok yönü gitgide önem kazansa da henüz üzerinde çok fazla aratirma yapilmamitir. Doktor- larin kiisel olan tip harici bilgileri aratirilmi, tedaviye kari gösterdikleri tu- tum ve duygularla ilgili geliigüzel bulgular üzerinde durulmutur (örn. "keke |